Şizofren Yakınları Nasıl Davranmalı?
Şizofreni, kişinin kendi iç dünyasında gerçeklikten kopmuş bir dünya yaşaması, bu dünya ile gerçek dünya arasında denge kurmakta zorlanması gibi problemler ortaya koyan bir ruhsal sağlık problemidir. Bir beyin hastalığı olduğu da söylenebilir.
Şizofren Yakınları Nasıl Davranmalı?
Şizofren Yakınları Nasıl Davranmalı?
Şizofreni, kişinin kendi iç dünyasında gerçeklikten kopmuş bir dünya yaşaması, bu dünya ile gerçek dünya arasında denge kurmakta zorlanması gibi problemler ortaya koyan bir ruhsal sağlık problemidir. Bir beyin hastalığı olduğu da söylenebilir.
Şizofreni, psikiyatrinin en ağır hastalığı olarak kabul edilir. Gerçeklik algısı bozulan hasta, sesler duyduğunu düşünebilir, halüsinasyonlar görebilir. Hastalığın ilk belirtileri genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar ve ömür boyu sürebilir.
Tedavisinin olmadığı sanılsa bu hastalık uzman desteği, terapiler, ilaçlar, hastanın ve yakınlarının çabası birleştiğinde tedavi edilebilir. Ya da semptomlar en aza indirilerek hastanın normal bir yaşam sürmesi sağlanabilir.
Hasta yakınlarının tutum ve davranışları tedavide çok önemlidir.
Şizofreni Hakkında Bilgi Sahibi Olmak Gerekir
Toplumda şizofreni hastalığı hakkında yanlış önyargılar vardır. Hastaların başkalarına zarar verebilecek suça meyilli kişiler olduğu düşünülür. Halbuki bu ihtimal herhangi bir kişiden daha fazla değildir. Hatta şizofrenler çoğunlukla naif kişilerdir.
Hasta yakınları şizofreni ile ilgili doğru bilgileri edinmelidir. Bu sayede hem kendileri hem de yakınları için en doğru davranışı sergileme ve yardımcı olma imkanı bulabileceklerdir.
Hastaya karşı Nasıl Davranılmalı?
Şizofreni hastasına en iyi şekilde yardımcı olmak için yapılabilecekler;
- Elbette hastaya ilgi gösterilmelidir. Konuştuğu sırada kendini ifade etmek de zorlansa da sabırla dinlenmeli, duyguları anlaşılmaya çalışılmalıdır. Anlattıkları mantıksız gelse dahi kendi dünyasında gerçek olduğunu düşündüğü şeyleri anlattığı bilinmelidir. Bu nedenle eleştirilmemeli, düzeltme çabasına girilmemelidir. Normal ve rahat karşılandığında özgüven kazanacağı bilinmelidir.
- Diğer taraftan aşırı kontrolcü bir tutumdan da kaçınılmalıdır. Hastanın yapabileceği işleri yapmasına imkan sağlanmalı, altından kalkabileceği sorumluluklar verilmelidir.
Dışarıya çıkması, sosyal ortamlara girmesi teşvik edilmelidir. Eğer çıkmak istemiyorsa da ısrarcı davranılmamalı, doktoru ile konuşarak neler yapılabileceği araştırılmalıdır.
- Birlikte ortak aktiviteler yapmaya teşvik edilmelidir. Enerjisi düşükse birlikte kitap okumak, dizi ya da film izlemek de düşünülebilir.
- İlaç saatleri ve kontrolleri hatırlatılmalı, tedavinin takibi konusunda yardımcı olunmalıdır.
- Sinirli ve agresif davranışlar sergilediğinde bunun kendi iç dünyasındaki karmaşadan kaynaklandığı, elinde olmadığı bilinmeli, durum kişiselleştirilmemelidir.
- Tüm zamanı ve tüm enerjiyi hasta yakınına vermek de doğru olmayacaktır. Mümkün olduğunca normal bir hayat sürülmeli ve bu hissettirilmelidir.
Hasta yakınları kendilerini de İhmal Etmemelidir
Hasta yakınları için kolay bir süreç olmadığına kuşku yok. Üstelik tedavi yıllarca devam eden uzun bir süreçtir. Yardıma devam edebilmek için sağlıklı kalmak gereklidir.
- Her şeyden önce suçluluk duygusu hissetmeye gerek yoktur. Şizofreni karmaşık bir hastalıktır. Genetik özellikler, çevresel koşullar, stres ya da bunların hepsi birlikte neden olmuş olabilir. Hastalığın sebebi anne baba ya da diğer yakınlar değildir.
- Hasta yakını kendine zaman ayırmayı bilmelidir. Her gün mutlaka kısa da olsa hoşlandığı şeylerle meşgul olmalıdır. Yürüyüş gibi hafif sporlar yapılabilir.
-Ailenin diğer fertleri ile ilgilenmeye özen gösterilmelidir. Nihayetinde bu hastalık hayatın bir parçasıdır ve hayattan kopmamayı gerektiriyor.
-Hobiler edinmeli, gerekirse terapi alınmalıdır.